Artık herşeyi itiraf ediyorum

Telefonu aldı, mesajları gördü… O an evdeki hava buz kesti. Bağırdı, ağladı, duvarları yumrukladı. O kadar öfkeliydi ki, ilk defa gerçekten korktum.

“Bunca yıl seni savundum, anneme rağmen yanında durdum, sen ne yaptın?” dedi.
Beni o gece evden kovdu. Çocuklar ağlıyordu, ne yapacağımı bilemedim. Annemlerin evine gittim. O gece hayatımın en uzun gecesiydi.



Yalnızlık ve Farkındalık

Günler geçti. Sessizlik içimi kemiriyordu. O adamla da artık konuşmuyordum. Anladım ki o da geçmişin bir hatırasıymış, benim yalnızlığımı doldurmak için ortaya çıkmış bir hayaldi sadece.


Bir sabah aynaya baktım. Karşımda ağlamaktan şişmiş, ama artık güçlü bir kadın vardı. “Ben nerede kaybettim kendimi?” diye sordum.
Cevabı basitti: kendimi sevmeyi unutmuştum.

Çocuklarım için, kendim için yeniden ayağa kalkmam gerektiğini anladım.

Bir gün eşim aradı. “Çocukları görmek istiyorum,” dedi. Geldiğinde gözleri yorgundu. Sessizce oturduk. Uzun bir konuşma oldu. O da hata yaptığını söyledi — annesinin sözlerine fazla kulak vermişti, beni dinlememişti. Ama artık her şey eskisi gibi olamazdı.

Yine de çocuklarımız için saygıyla bir yol bulmaya karar verdik. Zamanla birbirimizi affettik ama yeniden bir araya gelmedik.




Yeni Başlangıç

Yıllar geçti. Çocuklar büyüdü. Ben çalışmaya başladım, kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrendim. Artık kimseye muhtaç değildim.

Bir gün köy meydanında eski sevdamı gördüm. Saçları ağarmıştı, gözlerinde pişmanlık vardı. “Hayat seni mutlu etsin,” dedi. Gülümsedim. “Artık mutluluk birine bağlı değil,” dedim.

O an içimde büyük bir huzur hissettim. Çünkü sonunda, sevilmeyi değil, kendimi sevmeyi öğrenmiştim.
Reklamlar